13 Kasım 2013 Çarşamba

En Dekoratif Sinir Harbi


Geçenlerde bir süre eşimle küskün dolaştık. Onun girdiği odaya girmedim, yemeklerde konuşmadım, yatakta hep uzak yattım. O da bunu karşılıksız bırakmadı elbette. Yapmasını sevmediğim şeyleri bir bir yapmaya başladı. Zaten hali hazırda dağınık bir insanken, beni çıldırtmak için işi çığırından çıkardı ve evin altını üstüne getirdi. Evde adeta bir harp vardı. Sinir harbi. Her iki taraf da kendinden ödün vermiyordu. Üretilen taktikler, adeta bir savaş meydanında ince hesaplar yapan komutanınkiler gibiydi. İkimiz de bu savaşı kaybetmek istemiyorduk. Çünkü ikimiz de çok kararlıydık kendi istediğimiz şeyin olması konusunda. Taviz yoktu. Yumuşama yoktu. Geri adım atmak, hiç yoktu. Gerekirse kanımızın son damlasına kadar trip atacak, istediğimizi alacaktık. Hiçbir şey yıldıramazdı her ikimizi de.


Her şey 2 hafta önce başlamıştı. Yeni aldığımız evin dekorasyonuyla ilgileniyorduk. Aslında çok da güzel gidiyordu. Duvarlarımızı birlikte boyamış, hatta klasik film sahnelerine benzer bir boyalı şakalaşma sahnesi bile yaşamıştık. Eşyaların yerleşimine karar verip fiyat araştırması yaparak tek tek gidip almıştık. Daha önce yaptığımız ihtiyaç listesi ve ayırdığımız bütçe doğrultusunda hareket ediyorduk fakat bu her zaman mümkün olmuyordu. Dekorasyon sırasında ortaya çıkan ufak tefek şeyler hesaplarımızı bozmuştu. Listede kalan ve birini benim diğerini de onun isteğiyle eklediğimiz TV sehpası ve avize seçenekleri için kısıtlı bir bütçemiz kalmıştı. Aralarında bir seçim yapmamız gerekti. Eşim, televizyonumuzun eski sehpada kötü durduğunu ve güzel bir sehpa ile hem şık bir görüntü kazanacağını,  hem de DVD, Playstation gibi gereçler için uygun ve kullanılması keyifli hale geleceğini söylerken; ben de evimizin biraz daha lüks görüntü kazanması gerektiğini ve şık bir taşlı avize almamız gerektiğini savunuyordum. İşte her şey bu tartışmayla alev alıp buralara kadar gelmişti.



Evdeki soğuk savaş devam ederken, eşim bir gün eve elinde plazma bir televizyonla geldi. Benim akıllı eşim, elimizdeki parayı en iyi şekilde kullanmıştı ve hem fonksiyonelliği, hem de lüks ihtiyacını birleştirmişti.



Zaten bu pratik zekasına aşık olmuştum ben onun.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Lady Gaga'ya Her Gün Cadılar Bayramı

Herkesin dikkatini çeken ve dikkat çekmekten son derece keyif alan bir dünya starından bahsetmek istiyorum. Bu kişi elbette Lady Gaga. Lady Gaga güzel olma çabasına girmeyen son derece ilginç bir star. Yaptığı açıklamalar, giydiği kıyafetler ve ilginç danslarıyla Gaga herkesin dikkatini çekiyor. Youtube Müzik Ödülleri'nde giydiği kıyafet ve taktığı takma dişler görenleri hayrete düşürmüştü.


Bu Lady Gaga'nın ilk marjinalliği de değil üstelik. Daha önce MTV Müzik Ödülleri'ne giydiği çiğ etli kostümüyle de çok konuşulmuştu. Ödül almaya çıktığı sırada tüm vücudunu saran etlerden tasarlanmış elbisesiyle gündeme oturdu.


Ayakkabılarına varana kadar giydiği bu etten kıyafet günlerce konuşuldu. Hayvan hakları savunucuları sanatçıya çok sert tepkiler verdiler. Gaga'nın çılgın kıyafetleri her ortamda dikkat çekmeyi başarıyor. Kimileri ondan hiç hoşlanmazken kimileri de büyük bir hayranlık besliyor. Siyah ve beyaz gibi düşünebiliriz bu durumu. Griye yer yok bu sevgide.